şimdi bir göğü ağırlıyordur yüzün
her söz bu göğün gölgesinde melâl
lâl kesildi diye şehri sıyıran rüzgâr
avlular eksiltilmiş bir nefesin sahibesi artık
o ağrılı sâdâyı susan avlular…
yarlardan yankısı duyulan kırmızı ses:
martılardan çalıp da saklayamadığımız çığlıktır
es ile tökezleyip duran vapurdaki nefes
zifir karayla yoğrulmuş, bin yıllıktır
ırağa düşer gibi ellerinin gölgesi
bir şiirin suretinden geçtim henüz
gibi yorgun, gibi sessiz, gibi Rosa sureti
artık bir yangını ağırlıyordur yüzün
hangi su bu ateşin gölgesine helâl
Elif Nuray
her söz bu göğün gölgesinde melâl
lâl kesildi diye şehri sıyıran rüzgâr
avlular eksiltilmiş bir nefesin sahibesi artık
o ağrılı sâdâyı susan avlular…
yarlardan yankısı duyulan kırmızı ses:
martılardan çalıp da saklayamadığımız çığlıktır
es ile tökezleyip duran vapurdaki nefes
zifir karayla yoğrulmuş, bin yıllıktır
ırağa düşer gibi ellerinin gölgesi
bir şiirin suretinden geçtim henüz
gibi yorgun, gibi sessiz, gibi Rosa sureti
artık bir yangını ağırlıyordur yüzün
hangi su bu ateşin gölgesine helâl
Elif Nuray
Dergâh Edebiyat, sayı: 238
Göç Edebiyat, sayı: 2

6 ses:
ne güzel yazmışsın Elifçim!
Hangisi helal kim bilir acaba?
Bu arada yeni blog temanda çok hoş olmuş canım...Güle güle kullan:)
teşekkür ederim...
sevgiler...
bin yıldır susan ses, şiir olup dökülüyor..bin yaşında şimdi..
sevgiler nuray..
bin yıllık suskunluğun avazı ağzımızdan göğe kadar yükselen is...
sağolasın..
keşke dedi bir adam...güzel sesi vardı,öyle derlerdi...
daha çok keşke diyecek o adam.
Yorum Gönder